Sabah saatleri. Bayram’da uzun yola çıkacağımız için arabayı servise bıraktık. Eşim ile birlikte ofise gitmek üzere taksiye bindik. Eşim önde, ben arkada oturuyoruz.
Taksi’ye bindiğimizde kulağım radyo’da Feridun Düzağaç’a takılıyor.
– ‘Söz ver. Durma Haydi bana söz ver.
– Bakışına kanmam artık, söz ver
– Çok zor soru değil bu, haydi çöz ver’
O anda taksici’nin eşime;
– ‘Ben başbakan olsaydım bu trafik böyle olmazdı’
Sözü ile irkiliyorum. Acaba şarkıda çözüm istenmesini aşk yerine, trafiğe mi bağladı arkadaş diye düşünüyorum. Eşim her konuşmak istemediğinde yaptığı gibi, soru sorarak konuyu dağıtmaya çalışıyor.
– Tüm gün bu trafikte zor. Üstelik akşam evde hanım, çoluk çocuk ilgi bekler değil mi?
– Zorluğu bana soracaksın ağabey. Bir günde çözerim ben bu trafiği ya neyse.
Oleyyy. Bir başbakan kadar becerikli adamın taksisinde müşteriyim. Bazen lokanta da, cafe de, kuaför de, markette başbakan var. Problemi anlar, hemen çözer. Yemez, içmez, uyumaz. Her problemin çözümü kolaydır gözünde. Kendisi dışında her şey, herkes eleştirilebilir.
Yol uzun. Hayatımda ilk defa bir an uzmanlığımı da değerlendirip, başbakan olduğumu, ama diğerlerinden farklı olarak empati kurarak düşündüm.
Emrimde onlarca koruma. Eh ben bayanım. Allahtan başkasından korkmam ama yine de lazım. Her girdiğim ortamda ayakta karşılanıyorum. Ne istersem yerim. Nereye istersem giderim. Gece gündüz fark etmez. Gittiğim yerde en üst düzeyde karşılanırım. Sınırsız saygı görürüm. Para ile satın alamayacağım her güce erişebilirim. Çevremde kim varsa beni seviyor zaten. Sevgi sorunum yok.
Problem mi? O da ne? Emir veririm yapılır. Tüm yöneticiler emrimde.
İyi, hoş ama;
Milyonlarca ve belki de yüzünü hiç görmeyeceğim insanların hayati sorumluluğu, geleceği için vereceğim kararlar ne olacak? Şu an başımı yastığa koyduğumda onlarca danışanın evliliğini kurtarmak için çözüm düşünürken adeta sızıyorum. Milyonlarca insanı düşünmekten uykusuz kalırım. Hastalanırım. Kocamdan önce ölürsem, başkası ile evlenmez ama benim bakımımı özler. Kıyamam. Demek ki ben bunu yapamam.
Danışmanlarım da olacak. Ama kocam dışında kimseye iş başında uysal olamam. Bildiğimi söyler, çekinmem. Hah bu oldu
‘One minute’ der miydim ? Kendimi tanıyorum. Haksızlık durumunda siyaset filan dinlemem. Belki tokat dahi atabilirim. Yine olmadı.
Çocuğum kapıya not iliştirip, beni özlediğini iletecek. Bense vatan, millet uğruna didineceğim. Yapamam. Vicdanen ölürüm. Her şeyi bırakır giderim. Evladım bir yana, Dünya bir yana.
Sayın Başbakanım; ‘sizin yerinizde gözüm var’ diye düşünmeyecek bir kişi varsa o da benim. Taksici yüzünden kurduğum anlık başbakanlık hayali hiç bana uygun değil. Ben evlilikleri kurtarıp, yazarım. Mutluyum.
Haberin aslına sacitaslan.com ‘dan ulaşmak için tıklayınız.