
[themecolor]Boşanma Sonrası Çocuklar[/themecolor]
Evlenmek kadar boşanmakta hukuksal bir haktır. Ancak, evliliğin boşanma ile sonuçlanması için önemli kriterlere ihtiyaç bulunmaktadır. Bu kriterlerin başını ise, çiftlerin artık birbirini görmeye dahi tahammüllerinin kalmaması ve aynı evde yaşamanın işkence haline dönüşmesi gelmektedir.
Boşanma sonrası çiftlerin kendilerine yeni bir aile kurmaları doğaldır. Ancak, ikinci evliliğini yapan kişilerin günümüzde karşılaştıkları en büyük problem eski eşin çocukları aracı etme ve bu yolla eski eşi cezalandırma gayretleridir.
Boşanma sonrası eski eşin yeniden evlenmesi ve yeni bir hayat kurkası çoğu zaman hazmedilemez. İstenmez. Ömür boyu bekar kalması veya kişiye geri dönmesi beklenir. Akıl dışı olarak kabul ettiğimiz bu talep, eski eşin bencil, sahiplenici, sömürücü ve çıkar yoğun yaşadığının en büyük göstergesidir.
Bazı kadınlar veya erkekler boşanma sonrası yeniden evlenen eski eşe saldırıyı maalesef çocuklar üzerinden yapma gayretine girer. Eski eşin kurduğu yeni ailede ki erkek veya kadın hemcinsini çocukların gözünde ‘üvey anne’, ‘üvey baba’ olgusunu oluşturmaya çalışır. Çocuklara yaptığı konuşmada diğer kadın veya erkeği küçümsemeye çalışan, aileyi dağıtmış, önemsiz, uzak durulması, savaşılması gereken bir düşman olarak göstermek ister. Bu tutum ve davranışı ile kendisinin öz anne veya babalıktan çıkıp ‘üvey’ konumuna düştüğünü görmez.
Çocuklar büyümeye başlayıp, algılamaları geliştikçe yıllar içinde kandırılmaya, kullanılmaya çalışıldıklarını fark edip kendilerini oyun içine sürmeye çalışan ebeveynlerinden uzaklaşırlar.
İkinci evliliği yapan kişilerin dikkatli ve kararlı tutumları ile çocuklar üzerinden kendilerine yöneltilmeye çalışılan tacizi önlemeleri basittir.
Anne veya babaları, çocukların ihtiyaçlarını bile abartarak, vakitli vakitsiz çocuklara eski eşi arattırarak, yanlarına çağırttırarak ‘o evlilikte benim istediğim kadar yaşarsınız’ imajı vermeye çalışır. Bu durumda, yeni evli çiftin bu talepleri kendi düzenleri doğrultusunda geri çevirme hakkı bulunmaktadır. Çünkü o talepler, anne veya babalarının düşüncesi olup, bu düşünce çocukların ağzından iletilmeye çalışılmaktadır.
Eski eşler evlilik okulunda neden sınıfta kaldıklarını araştırıp, kendilerine yeni bir hayat kurma yoluna gitmedikçe, velayetleri altında bulunan evlatlarına ömür boyu yük olup topluma sağlıksız bireyler yetiştirirler. Diğer kadın veya erkeği kıskanmak sadece kendilerini küçültür, alay konusu olurlar.
Evlilik dağılırken çocuklara rağmen boşanma olmuşsa, çocuklarında yeni düzene uyum sağlamasına yardımcı olmak şarttır. Bu yolda eski eşin kurduğu yeni aileyi benimsetmekte gerçek annelik veya babalıktır. Çünkü, çocuk evlilik anahtarı değildir.