[themecolor]Evlilik mi? Oyun mu?[/themecolor]
Evlilik oyuncak değildir. Karşılıklı saygı, sevgi, fedakarlık bütününde değer bulur. İlgi, sıcaklık, paylaşım evliliği canlı tutar. Eşine ilgi göstermeyi zul bulan önce kendini sorgulamalıdır. Bazı kadınlar veya bazı erkeler ilgiyi tek taraflı bekler. Bana bir gelene bin giderim yanlışına girer. Evlilikte gelmeyi bekleyen, çoğu zaman ömür boyu bekler. Mutsuzlukta cabası. Gerçek seven, nedensiz bağlıdır sevdiğine. İçinden gelerek, isteyerek mutlu etmek ister. Bazen mutlu etmek adına yanlışlar yapılabilir. Bilgi eksikliği, uzmana danışmamak yanlışları anlaşmazlığa kadar götürebilir.
Çiftlerin nişanlılık dönemi ve evlilik öncesinde birbirlerine yanlış algılanmalara neden olacak yaklaşımda olmalarının, doğallıktan uzak, sürekli bakımlı buluşmalarının, hatta kız istemeye giderken bile bütçeyi aşan masraflar yapılmasının yanlışına değinmiştim. İşte bu dönemdeki yanlışlar evliliğin ilerleyen zamanlarında mutsuzluğa kadar getirecek büyük problemlerin, evliliğin çatırdamasının temeli olmaktadır.
Nişanlılık dönemini tekrar yaşatmaktan başka çözüm olmayınca, çiftleri o günlere döndürmek gerekir. Nişanlılık döneminde buluşma öncesi saçlar yaptırılır, makyaj, özenli giyim içinde olan genç kız, iki dirhem bir çekirdek misali, traşlı, bakımlı, temiz görünümlü erkekle buluşur. Gelecek üzerine hayaller kurulur. Her zorluk birlikte aşılacaktır. Konuşmalarda kelimeler dikkatli seçilir. Hediyeler, nişan sepetleri alınır, verilir. Bu arada çoğu zaman bütçeler zorlanır. Evlilik böyle mi? Evlilik süresince doğallık bu mu olacaktır? Çiftler birbirinin öz imajlarını evlendikten sonra görecek ve kabullenmek istemeyecektir. Nişanlılık dönemindeki kibar, ilgili, sevgi sözcükleri dolu erkek gitmiş, yerine gaz çıkaran, horlayan, evdeyken yatak kıyafetleri ile veya atletle dolaşan adam gelmiştir. O bakımlı genç kız, sabahları dağınık saçlarla ortalıkta dolaşmakta, makyajını, süsünü yapmamakta, bütün gün pasaklılık tercihine girmektedir.
Çiftler nişanlılık döneminde birbirlerine öz imajlarından çok uzak yaklaşımda oldukça, evlilikleri problem yaşamaya mahkum olmaktadır. Mevlana’nın ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün sözü en çok evlenme kararı alanlara uygundur.