
[themecolor]Kırmızı Alarmlar[/themecolor]
Flört ederken veya nişanlıyken erkeğe ;
-‘Çay içer misin?’ diye soran kadına, erkek
-‘Hayır hayatım’ ‘Teşekkür ediyorum’ ‘İçerim canım’ gibi cevap verirken, evlendikten sonra aynı soruyu soran kadına,
-‘Yok’, ‘İstemem’, ‘İçmem’ gibi cevaplar kadında imaj çatışmasına neden olur.
Nişanlıyken sergilenen davranış bütünlüğü bozulmuştur. Güven duygusu kaybolmaya başlamıştır. Bir süre sonra, cinsel hayatlarında da problem yaşamaya başlarlar. Çünkü, eşine bu tür cevaplar veren erkeği kadın bilerek veya bilmeyerek reddetmeye başlar. Erkek, evliliğin kötüye gitmeye başlamasının nedenini böyle durumlarda kendinde aramalı, algılanan imajındaki problemi tespit etmelidir.
Evlenmeden önce, sizinle sohbet etmeye bayılan erkek, evlendikten sonra yemeğini bitirir bitirmez masadan kalkmaya başladıysa kadında imaj çatışması meydana gelir.
Flört ederken güzel giyinen, hoş kokan çiftler, evlendikten sonra kendilerini salıveriyorsa, bakımlı olmaktan uzaklaşıyorsa imaj çatışması meydana gelir.
Çiftler arasında cinsel hayatın önemi tartışmasızdır. Ancak, erkek sadece kendini düşünmeyi değil, eşini de mutlu etmeyi benimsemelidir. Kadının hoşlandığını, istediğini yapmak erkeğe kazanç getirir. Cinsellikte adet değil, süre uzunluğu ve kalite önemlidir. Çiftler kendilerini geliştirmek için bu konuda da kitaplar okumalı, gerek duyduklarında çekinmeden doktora başvurabilmelidir.
Tebessüm, tebessüm, tebessüm… Kadının erkek üzerinde etkinliğini arttıran en önemli anahtardır.
Kadınların bir çoğu, erkeklere güvenmediklerini ifade etmektedirler. Aldatılmak, kandırılmak hemen herkesin başındaki ortak dert gibi görünmektedir. Günümüzde maalesef bazı kadınların erkeksi davranış sergilemeleri, erkeğin sürekli peşinden koşup, her an kontrol etme arzusunda olmaları veya tam tersi ilgisiz davranışları erkeği kadından uzaklaştırır. Dengeli anlayış sergileyen, istikrarlı, sevecen, çekici, gizemli bir kadınınsa erkekler peşinden koşar.
‘Ben buyum. İşine gelirse’ diyen kadını, her erkek eninde sonunda aldatır. Çünkü, ilişkinizi restleşme düzeyine indirmişsiniz demektir. Rest çekmek pokerde olur. Pokerse kumar oyunudur.
Kadın veya erkeğin kafasında ‘acaba’ sorusu oluşmaya başlarsa, ilişki zedelenmeye başlamıştır.
– ‘Acaba orada mı?’ vb, güven problemi içeren içsel sorgulamalar bir süre sonra beraberlikte sorunlar yaşanmasına neden olur.
Erkekler aşk hayatında kadının beklentilerine uygun davrandıkları sürece mutlu edilirler. İlişkinin ilk günlerinde kadına ilgisini eksik etmeyen, şefkatli, sevecen, mert erkek imajını bir süre sonra sergilemekten vazgeçen erkek, kadının gözünde imaj zedelenmesi yaşar. Bu dengesiz ve değişken yapı, kadını cismen aldatmasa bile ruhen aldatmaya da sevk edebilir. Bir kadının illa fiziki olarak aldatması şart değildir. Romantik, duygusal bir filmin başrol oyuncusunun filmdeki kadına sıcak, sahiplenici, güçlü yaklaşımını izlerken kendini o filmdeki kadının yerine de koyabilir. Pembe tür denilen diziler, filmler neden çok izleniyor dersiniz? Kadının arayışlarını, beklentilerini, eşinden arzuladıklarını akıllı bir erkek, kadın o filmleri izlerken gözlemleyebilir.
Kadınlar şefkat ister, duygusal sözler duymak ister. Ama bunların içtenlikle sergilenmesini bekler. Onore edilmek kadınların hakkıdır. Özellikle toplumumuzda kadınların fedakar anne imajı tartışılmaz gerçektir. Böyle kadına kaç yıllık evli olursa olsun, erkek çiçek sunmaktan kaçınmamalıdır.
‘Gerçek aşk kalmadı’ ‘Aşkı bulsam kaybetmemek için her şeyi yaparım’ diyenler kendilerini kandırmaktan öteye gitmemektedir. Burada yanlışı, eksiği kendi imajınızda aramalısınız.
Bu düşünceye sahip kadınsanız, çok partner değiştirerek aşkı bulamayacağınızı, erkeklerden kaçarak da aşkı yakalayamayacağınızı bilmelisiniz. Kendinizi doğru algılanacak şekilde tanıtmak ilk adımı atmaktır.
İş hayatında kariyer sahibi, başarılı bir kadın olabilirsiniz. Ama erkeğin yanında iken patronluk taslamamalısınız. İş hayatındaki davranışlarınızı evde de devam ettirmemelisiniz.
Erkeğe’ sen zaten hep böyle yapardın’ benzeri sözler sarf eden kadın, erkekle inat imajına girmiştir. Aşk, kendini kabul ettirme gayreti olmamalıdır. Aşk, karşınızdakini doğru algılayıp, doğru algılandığınızda
süreklilik taşır. Aşkta karşınızdakini her haliyle kabul edebilme becerisini göstermek gerekir.
Gerçek aşkı hiçbir güç veya dış baskı yıkamaz. Evlilikte de sevgi, saygı bitmediği sürece yıkım olmaz. Sevgi ve saygıyı diri tutmak ise kişilerin elindedir. Ancak, zorlama olmamalıdır. İstemeden sevgi göstermeye, hissetmeden saygı duymaya çalışmak işkencedir.
Birbirine hizmet etmekten yüksünmeyen çiftlerden olabilmelisiniz. Almadan vermek Allaha mahsustur. Unutmayın.
Aşkın gözü kördür diyenin, yasak aşk yaşamış bir kör olabileceğini düşünün. Aşk bile ahlaksızlığı hoş görmez. Evli insan başkasına aşık olup eşinden ayrılmak istiyorsa, daha öncesinde aşkı aramış ki aşık olmuştur. Unutmayın. Aşkı aramaya niyeti olan kişinin evlilik sadakatini resmen bitirmeden işe koyulması, kişilik bozukluğunun göstergesidir.
Aşk karşılıklı saygı bütünlüğünde sıcak kalır. Dinamizmi kaybetmemek için çabalamak, sürprizler yapmak, sömürmemek, en nadide varlığınız duygusunda yaklaşımınız ile aşk ölümsüzdür. Ölümlü olan nefes alandır. Aşkta nefesiniz kesilir.