
Sevginize sahip çıkıp, her ortamda bunu belli eden davranışlar sergileyin. Evliyseniz eşiniz hakkında, beraberliğiniz varsa beraber olduğunuz kişi hakkında, aileniz veya yakınlarınız, arkadaşlarınıza olumsuz düşünce veya davranış içeren konuşmalar yapmayın. Eşi ile yaşadığı en ufak problemde bile telefona sarılanlardan, ailesini, arkadaşlarını arayanlardan olmayın. Beraberlik iki kişi arasında yaşanır. Problemi üçüncü kişiler ile paylaşmayın.
Yakın çevreniz ilişkiniz hakkında meraklı olabilir. Anlayışla karşılayın. Ama problemleriniz ile ilgili açıklama yapmaktan kaçının. Eşinize, sevgilinize sevginizi ise özel anlarda, baş başa kaldığınızda dile getirmenin dışında, yakın çevrenizin yanında da dile getirmekten çekinmeyin. Çevreniz sizin mutlu olduğunuzu gördükçe daha çok mutlu olacaktır. Ayıca, eşinizi yüceltmek sizi küçültmez, yüceltir.
[themecolor]Sevginize Nasıl Sahip Çıkabilirsiniz?[/themecolor]
Kimi erkek sevgisini dile getiremediğini, sevgisini davranışları ile göstermeyi tercih ettiğini beyan etmektedir. Sevgi, söz ve davranış bütünlüğünde anlam kazanmaktadır. Davranışlarda var olup, söze gelince yok olan sevgi gerçek midir? Tam tersi olup söz ile var olup, davranışlarda yok olan (ilgisiz vb) sevgide gerçek midir?
Kadın veya erkek, her birey sevgisine sahip çıktığı sürece saygınlık kazanır. Maddi problemler sebebi ile yaşanan boşanmalarda bu eksiklik ile sık karşılaşmaktayız. Eşin işi bozulup, borçları arttıkça evdekilerin huzur ortamı bozulmaktadır. Eşin ilk yaptığı ise, sevgisine sahip çıkmak yerine, eşini yerden yere vurmak olmaktadır. Burada eşlerin imajı çok önemlidir. Eşler evlilik öncesi ‘iyi günde, kötü günde’ sözlerini sarf ederken çizdikleri imajlarında yukarıda bahsettiğim ‘kendiniz olun’ ilkesini çiğnememiş olsalar, zaten kötü gün geldiğinde sevgilerine sahip çıkarlar. Ancak, sahtelenmiş, maskelenmiş davranışlar günün birinde gerçekle buluştuğunda gerçek kişisel imaj ortaya çıkmaktadır.
Hayat sürekli mutluluk değildir. Öyle olsaydı, mutluluk anlamını kaybederdi. Beraberliklerde inişli, çıkışlı dönemler olması kaçınılamazdır. Kişilerin problemli dönemlerde empati kurabilmesi, kendini çiftinin yerine koyup düşünebilmesi, anlayış göstermesi ayrılık ile gelecek daha büyük mutsuzlukları önler.
Tartışmalar sonrası kapıyı çarpıp çıkan erkek, evi terk eden kadın sorunlardan kaçma eğiliminde demektir. Bazı kadınlarda eşine adeta gözdağı vermek amaçlı olarak evi terk eder. Eşinin sevgisinden emindir. Şımarıklık içinde, erkeği en ufak problemde cezalandırmak ister. Evi terk etmesi ile birlikte her iki tarafın ailelerinin huzursuzluğu öğrenmesine neden olarak, sevgisine de sahip çıkamamış olur. Aileler eşleri barıştırma gayretine girer. Önce barışılır. Birkaç zaman huzur bulan evlilik ortamı sonra tekrar bozulur. Artık herkes git gel’lere alışır. Boşanma kaçınılmaz olur.